10 Ekim 2012 Çarşamba

yüreğim seni çok sevdi - canan tan


altın kitaplar

51-
durup dururken içimde bir şeyler kopup tıkıyor boğazımı,
durup dururken sıçrayıp kalkıyorum yarıda bırakıp yazımı,
durup dururken rüya görüyorum bir otelde, holde, ayakta,
durup dururken çarpıyor alnıma kaldırımdaki ağaç,
durup dururken bir kurt oluyor aya karşı bahtsız, öfkeli, aç,
durup dururken yıldızlar inip sallanıyor bir bahçede, salıncakta
durup dururken mezardaki halim geçiyor aklımdan,
durup dururken kafamda güneşli bir duman,
durup dururken hiç bitmeyecekmiş gibi bağlanıyorum başladığım güne,
ve her seferinde sen çıkıyorsun suyun yüzüne...
- nazım hikmet-

72-
çekilmez bir adam oldum yine:
uykusuz, aksi, nâlet.
yine her seferki gibi haksızım,
sebep yok,
olması da imkânsız.
bu yaptığım iş ayıp,
rezalet.
fakat elimde değil
seni kıskanıyorum
beni affet...
-nazım hikmet-

74-
seni düşünmek güzel şey
ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum...
-nazım hikmet-

85-
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş tahir'le zühre olabilmekte
yani yürekte.
mesela bir barikatta dövüşerek
mesela kuzey kutbunu keşfe giderken
mesela denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
yani tahir'i zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
tahir ne kaybederdi tahirliğinden?

tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil
-nazım hikmet-

99-
zulmeden kişi, bu zulmü bana yaptığını sandı. bana yapılan zulüm geçip gitti ama, vebali onun boynuna kaldı.

103-
bazı yetkin, özel birikimi olan kişilere 'derya gibi adam' derler ya...

104-
beğenmek kolay, sevmek zordur çünkü. iz bırakacak bir şeylerin yaşanmasını bekler sevmek...

107-
misket:
..hüzünlü bir ağıttır aslında. birbirini seven iki gençten huriye'yi adıyla çağırmazmış sevdiceği; misket dermiş. misket'in sevdiği gençle kendisine âşık olan bir başka delikanlının, onun için dövüşmelerini izlemek için çıktığı ağaçtan düşüp ölmesi üzerine yakılmış bu ağıt. zamanla, ağıt özelliğini yitirerek oyun havası şekline dönüşmüş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder