Remzi
23-unutma ki, sevgili kızım, tanrı neyse, baban da odur senin içintüm güzelliklerini ona borçlusunbalmumuna damgasını basmış, seni çıkarmıştır orayao damgayı yerinde bırakacak olan da bozacak olan da odur
30- sıradan, çirkin, çarpık şeyleri bileaşk değiştirebilir, biçimli, değerli kılabiliraşk gördüğünü gözleriyle değil, hayaliyle görürkanatlı Kupid resimlerde işte bu yüzden kördürdurup düşünme nedir, hiç bilmez aşkkanadı var, gözü yoktur; bakmadan uçar gideraşk bir çocuktur derlar ya, nedeni budur işteöyle çok yanılır ki yaptığı seçimlerde oyun oynayan çocukların ettiği yeminler gibiaşk uğruna yalan yere yeminler edilir her yerde.
41-çapkın rüzgarla buluşur buluşmazgerilip karnı şişen yelkenlere bakar gülüşürdük
44-mıknatıs gibi çekiyorsun beni - yüreği kaskatı bir mıknatısama çektiğini demir sanma; has çeliktir yüreğimsen çekme gücünü bırak, benim de kalmasın ardından gelme gücüm.
53-inandığı şeye inancını yitirenler arasındaem çok aldanmış olanın nefreti en büyüktür
61-doğrusunu isterseniz, bugünlerde akılla aşkın yanyana gezdiği de söylenemez - oysa, açık sözlü birkaç dost biraraya gelip bunları barıştırsa fena da olmazdı hani.
63-ah, sayın Hardal Tohumu, sizin ne kadar dayanıklı olduğunuzu bilirim. o ödlek, azman sığır eti, ailenizden çok kişiyi yutmuştur. size söz veriyorum, akrabalarınız bugüne dek gözlerimi çok yaşartmıştır. sizi daha iyi tanımak isterim, sayın Hardal Tohumu bayım.
67-iflas etmiş uykukedere olan borcunu ödeyemedikçekederin ağırlığı daha da artıyorama şimdi, burada kalır beklersemborcunun birazını öder belki uyku
68-kader dizginleri aldı yine desene:şimdi anlaşıldı neden, doğru yolda bir kişiyeyoldan sapan bir milyon kişi düşüyor yeryüzünde
-gidiyorum, gittim bile, baksana bir hızımatatar'ın oku gelse, yetişemez tozuma
69-doğru doğruyu götürüyorşeytanca kutsal bir kargaşa kalıyor geridebu yeminler hermia'nındı, ondan geçtin mi şimdi?onları bir kefeye koy, şu yeminleri de öbürünesonunda bir şey tartmamış olacaksın terazidekefeler yerinde kalacak, yeminler masallar kadar hafif
83-gel uykubazen kederin gözlerini kapatırsın ya haniçal götür biraz beni de kendimden
86-sanırım berbere gitmem gerekecek bayım; yüzümün nefis bir şekilde tüylendiğini hissediyorum. öyle nazik bir eşeğimdir ki, tüylerim gıdıkladı mı beni, kaşınmadan edemem.
91-kuşlar eşlerini aziz Valentin gününde seçermiş
97-gerçek olamayacak kadar tuhafböyle acayip şeylere, bu peri masallarına hiç inanmam benaşıklarla kaçıkların beyinleri kaynar dururöyle hülyalar kurar, öyle hayaller görürler kiakıl mantık kolay kolay kavrayamaz onlarıılgın bir, tutkun iki, şair üç,hayalle yoğrulmuşlardır baştan başa,birinin gördüğü şeytanları toplasankoskoca cehenneme sığdıramazsın: işte bu deliaşık dersen, şaşkınlıkta ondan aşağı kalmaz:bakarsın çingenenin suratında Helen'in güzelliğini bulmuşşairin gözleri heyecandan fırıl fırıl döner yuvalarındagökteyken yere iner, yerden göğe fırlar durmadaninsan, hayalinde nasılhiç görülmedik, bilinmedik şeyleri yaratırsaşairin kalemi de onlara biçim verirhiçten yararlanır, havayı alırbir yer, bir barınak bulur ona, bir ad veriröylesine güçlüdür ki hayalibir coşku, bir sevinç duymayagörsüno sevince bir kaynak da buluverirgece yarısı korktun diyelim karanlıktaçalıyı ayı sanmaz mısın kolaylıkla?
100-içtenlikle ve görev duygusuyla yapılan bir iştedeğerli bir şeyler vardır kesinlikle
-zavallı kişileri kaldıramayacakları bir yükün altında ezilir görmek hoş değil. görev duygusu ve hizmet anlayışı da ölüyor bu durumda.
-beceremedikleri için onlara teşekkür etmek bizi daha da yüceltironların yanlış anladığınıbiz anlar ve hoş görürsekyeterince eğlenmiş oluruzzavallı görev duygusu çabalar, beceremezsesoylu düşünce de sonuca değil niyete bakargezdiğim yerlerde ünlü bilginler beni karşılamak içinbüyük hazırlıklar yapmışlar, konuşmalar ezberlemişlerdirama sonunda bakarım, titriyor, sararıyorlarcümlelerin ortasına noktalar koyuyorlarkorkudan, hazırlanmış konuşmalarını şaşırıyorlarve sonunda dilleri tutuluyorbir hoşgeldin bile diyemeden tıkanıp kalıyorlarinan bana canım, bu suskunlukta bir hoşgeldin kokusu varürekek görev duygusunun bu alçakgönüllü havasında sırnaşık ve küstahça bilgiçliğintakırdayan dilinde bulduğumdan daha fazlasını buluyorumbana kalırsa, en küçük kişide bile en büyük sözüsevgi ve dili tutulmuş sadelik söyler
101-kusur işlersek eğer bilin ki bile bileolmayacak iyi niyetle geldik buraya kusur işlemeye
-geldik sanmayın yalnız. basit becerimizi görün dedikböylece sonumuzun gerçek başlangıcını söyledik
106-oyuncunun en iyisi bile bir gölgeden başka nedir ki! ama hayal yardımcı olursa onlara, en kötüsü bile çok kötü sayılmayabilir
108-düşünce ışığı soluk olduğuna göre kaybolmak üzere herhalde
112-yarı gecenin demir dili "on iki" dedi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder