2 Mart 2009 Pazartesi

kral lear - w. shakespeare

Remzi

38-yay iyice gergin Kent, oktan sakın!
-kudret, kapılırsa yaltaklanmalaragörev, sesini duyurmaktan korkar mı sanırsın!yücleik aklını kaçırırsa, dürüstlük namus borcu olur.
-ne de fısıltıları boşluk içinde tınlamayan kimselerin yürekleri bomboştur
40-siz böyle olmak istedikten sonraözgürlük dışardaysa, sürgün sizin yanınızdır
43-durmadan dilenen, aç bakışlarım olmadığı içinilginizden yoksun kaldığım haldedilmazlıktan yoksun oluşumdur bana mutluluk verenbeni zenginleştiren şey
45-onu, sevgiyi oynayan yüreklerinize emanet ediyorum
46-zaman ikiyüzlülüğün gizlediğininasıl olsa birgün ortaya çıkarırkusurlarını örtenin sonu nasıl olsa utançtır
-biz artık uzun yılların kökleştirdiği kötü alışkanlıklar yanısıra, illetli yaşlılıkla gelen ters ve keyfi haraketlere de hazırlıklı olmalıyız. (gonreil ve regana gibi olacaksak eğer!!)
49-yaşlılar lehine kurnazca uydurulmuş bir töre olan yaşlılığa saygı, yaşamımızın en güzel yıllarında dünyayı bize zehir ediyor, bizim olması gerkeen nimetler de biz ancak onlardan zevk alamayacağımız bir çağa gelince elimize geçiyor.
53-işte insanların sersemliğine güzel bir örnek; çoğu kez kendi ektiğimizi biçtiğimiz halde, bahtımız kapandı mı, başımıza gelecek felaketlerin sorumluluğunu gider güneşe, aya ve yıldızlara yükleriz.
sanki zorunlu olduğumuz için kötülük yaparmışız gibi; sanki göklerin zoru ile budala, doğuşumuza egemen olan burcumuzun baskısı ile alçak, hırsız vehain; sanki yıldızımızın etkisine boyun eğmek gerektiği için sarhoş, yalancı olur, zina ederiz. yaptığımız bütün kötülükler kutsal bir gücün zoruyla olur.
orospu peşinde koşan bir zamparanın şehvetini bir yıldıza yüklemesi harika bir kaçamak doğrusu!
56-by day and night - gün ve gece tanığım olsun ki
57-insanlar, yaşlanıp bunadılar mı, yeniden çocuklaşıyorlaronun için, yüz bulup şımardıklarında okşamak gerekir onları ara sıra
59-balık yememek:elizabeth döneminde çok kullanılan bir deyimdi. shakepeare döneminin katolikleri hükümetin karşısındaydılar. katolikler cuma günü balık yediklerinden "balık yememek" devlete bağlı bir protestan anlamına geliyordu.
60-ne sesi güzel diye bir kadına vurulacak kadar genç, ne de bir kadının üzerine düşecek kadar yaşlıyım
63-rüzgarın estiği yana gülümsemeyi bilmiyorsan, açıkta kalıp şifayı kaparsın
64-gerçek, kulübesinde hapsedilen sadık bir köpektir; o kırbaçla kovalanırken dişi tazı da ocak başına kurulup odayı kokutur.
65-varını yoğunu herkese dağıtmabildiğinin hepsini dökme ortayasahip olduğunun tümünü kaptırmabir ata sahipsen yaya yürüyüp yorulmasana her söylenene inanmakazandığın parayı tek zara yatırmaiçkiyle kadına kulak asmakendi evinde kal, avare olma dışardaböylece bir yirmi alırsınsonunda sen kazanırsın
67-hiçbir dönemde modası geçmedi kaçıklarınhergün aklı kaydı biraz daha akıllılarınkafalarını nasıl kullanacaklarını bilemedileryaptıkları her işte saçmalığı seçtiler
70-guguk kuşunu (deli) öyle uzun besledi ki serçe serçenin beynini deldi guguğun yavrusu büyüyünce
73-dinle beni ey doğa, dinle! sevgili tanrıça dinle!bu yaratığı üretken kılmak niyetindeysen, vazgeçkısırlığı aşıla rahminekurut tüm üreme organlarını, kuruyup çürüyen bedenindençıkmasın ona onur verecek bir evlat!kaderinde doğurmak varsa bileöyle bir kin ve kötülük mayasıyla yoğur kiçocuğunun hamurunuömrü boyunca anasına karşı gelsininim inim inletsin, onu kahretsin!kırış kırış yapsın anasının geçn alnınıyanaklarında derin çizgiler açsın döktüreceği gözyaşlarıanasının bütün emek ve iyiliklerini dealayla, hakaretle karşılasınbu kadın o zaman, evlat nankörlüğünün bir yılan dişindenne kadar daha keskin olduğunu anlasın!
79-insanın burnu niçin yüzünün tam ortasındadır?burnunun her iki yanında birer gözü olsun da, kokusunu alamadığı şeyleri gösün diye.
96-bu adam, açık sözlülüğü övülüncegerçek karakterini zorlayıp küstahça kabalaşan herifin teki!
106-anlaşılan, kışın iş olmadığını öğrenmen için seni karıncaların gittiği okula göndermemiz gerekiyor.
burunlarının doğrultusunda gidenlere, kör değillerse gözleri yol gösterir; yitmi burnu yanyana diz, kokmaya başlayan kişinin kokusunu duymayan bir tek burun yoktur. elindeki koca tekerlek yokuş aşağı yuvarlanmaya başladı mı, koyver gitsin, yoksa boynunu kırarsın; ama yokuşu çıkıyorsa tekerleğin, bırak seni de götürsün.akıllı bir adam sana daha iyi bir öğüt verirse, benimkini geri verirsin. bu sözler bir kaçığın olduğuna göre bırak deliler dinlesin:görünüşte arkandan gelençıkarı için hizmet edentoz olur gökyüzü kararıncaseni bırakır ayazdaama bak ben burdayım: kalır kaçıklarbırak tüyüp gitsin akıllılarkirişi kıran alçağa kaçık denilebilirama benim gibi kaçıklar asla alçak değildir
108-hastalık hep ihmale uğratır sağlığın borçlu olduğu görevleribaskı altında kalan benliğimizbedenimizle birlikte sarsınca ruhumuzugerçek kimliğimizi yitiririz
137-yedi günah hayvanlarla simgelenirdi:aslan: gururyılan: kıskançlıktek boynuzlu at: öfkeayı: tembelliktilki: cimrilikdomuz: oburlukakrep: şehvet
160-bu kıyafetle, aşağı görülmenin bilincinde olmakaşağı görülüp de pohpohlanmaktan çok daha iyi.(pretty woman da vardı buna benzer bir şey)
talihten yana en yoksul, en aşağıda olan kimsehep bir umut ile yaşar, çekinmez hiçbir şeydenen acıklı değişim, yüksekteyken, iyiden kötüye doğru olanıdırkötü durumdakiler içinse her değişim iyiye doğrudur
162-acıya karşı deliyi oynamak çok hazinhem kendini hem başkalarını üzmekten başka bir şey değil
164-seni öylesine ezmiş ki göklerin lanetlerisineye çekiyorsun kaderin her sillesini
166-elini kolunu bağlamış ruhuna sinene korkaklıkkarşılık vermek zorunda olduğu hakaretlerianlamamazlıktan geliyor artık
167-varlığın kaynağını küçümseyen kimseengel, sınır tanımaz yolu üatündeyaşam özünü aldığı, beslendiği gövdeden
kendini çekip koparan dal kurumaya mahkumdurkuruyunca da yakıp yoketmek için kullanılır.(***)
-akıl ve erdem iğrenç olana iğrenç gelirpislik ancak pislikten tad alır. "pravis omnia prava"
169-eğer şu elleri, öfkeyle kaynayan kanımaalet etmek yakışsaydı banaetlerinden kemiklerini bir bir ayırır, parçalardım.
183-nasıl oluyor bilmiyorum amainsanın hayal gücü öylesine etkili kitüm canlılığına karşın, hayat denen hazineyi bazan aşırıp soyuveriyorhayatın kendi buna karşı koyamayınca
184-yoksa rezillik denen şeykendini ölümle ortadan kaldırmak nimetinden de mi yoksun?oysa zorbanın gazabını atlatmak, gururlu iradesini bozmak içinsefaletin elindeki tek tesellidir bu
188-bunların üstü kadın, alt tarafları hayvandırbellerinden yukarısı tanrılarındırama aşağısı şeytanın malıdırhep oradadır cehennem, karanlık, kükürt kuyuları, kaynar sularateşler, pis kokular, bulaşıcı hastalıklar
189-bir çiftlik köpeğini dilenciye havlarken gördün, değil mi? zavallı dilencinin, köpeğin önüsıra kaçtığını da görmüşsündür elbet! hah, işte tam burada iktidarın heybetli bir örneğini görebilirsin: makamındaysa, köpeğe bile itaat etmek gerek.
216-şu anda henüz kurumadı terimiz, dinmedi kanımızarkadaş savaşta yitirdi arkadaşınısavaşı hala bütün keskinliği ile hissedenlerbu gerilimli hava içindeen haklı davalara bile lanet ederleronun için, cordelia ile babasının durumudaha uygun bir zamanda ve zeminde ele alınmalıdır
217-soytarılar çoğu kez kahinliklerini ispat eder
224-hayat o kadar tatlı ki!her an ölüm acısıyla bin kez ölürüz degmze alamayız hemen ölmeyi!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder