2 Mart 2009 Pazartesi

vakıf kurulurken - isaac asimov

İthaki

15-nice kehanetler, sırf inanıldıkları için gerçekleşmiştir. bunlar 'kendi kendilerini doğrulayan' kehanetlerdir.
16-herkese eşit derecede inanılmaz demerzel. oysa bir matematikçi kehanetini matematik formülleri ve teknik terimlerle destekleyebilir ve sonuçta bunları kimse anlamaz, ama herkes inanabilir.
18-o imparatorluğa -yani insanoğlunun dünyalarının esenlik ve birlik içinde olmalarına- taraftı, ama imparator'a değil.
21-devlet görevlilerinin - hele ki imparator'un özel hizmetinde olanlarının- galaksinin bütün yükü sanki onların omuzlarındaymış gibi somurtkan bir ifade taşıdıklarına defalarca tanık olmuştu. üstelik bu insanların önemleri azaldıkça, üzerlerindeki hava gittikçe daha somurtkan ve tehditkar oluyordu.
-öyleyse bu şahıs o kadar yüksek rütbeden ve kendi kudretiyle o kadar barışık bir görevli olsa gerekti ki, bu ihtişamı somurtarak gölgelemeye gerek bile duymamıştı.
22-şimdi iki dost insan gibi konuşabiliriz, ki resmiyet ortadan kalktığında geriye kalan bu değil mi?siz majesteleri öyle istiyorsanız öyledir. =))
24-daha fazlasını yapmak için gerçekten doğru bir başlangıç noktası bulmalıyız, sonra da hesaplamalarımızı sonlu bir zaman diliminde gerçekleştirebilmenin çaresine bakmalıyız.
26-bilimadamlarının atomaltı parçacıklarla nasıl çalıştıklarını düşünün. bu parçacıklar çok büyük sayıdadır, her biri gelişigüzel ve tahmin edimesi olanaksız bir tarzda hareket etmekte ya da titremektedir, ancak tüm bu kargaşanın altında bir düzen vardır, bu sayede nasıl sormamız gerektiğini bildiğimiz tüm sorularımıza yanıt verebilen bir kuantum mekaniği kurabiliyoruz.toplumları ele aldığımızda da atomaltı parçacıkların yerine insanları koyuyoruz; ama bu kez insan zihni gibi fazladan bir etken daha vardır. parçacıklar bilinçsizce devinirler, insanlar ise tam tersi. zihnin ortaya çıkardığı çeşitli davranış kalıplarını ve etkilerini de hesaba kattığımızda sistem o denli karmaşıklaşıyor ki, bütün bu sorunların üstesinden gelmeye yetecek zaman kalmıyor.
42-alay konusu olmayı filozofça karşılayabilirdi elbette, ama böyle bir durumdan hoşlanması da beklenemezdi.
44-matematikçiler büyük sayılarla haşır neşir olurlar, ama bu hiçbir zaman gelirleri ile ilgili değildir.
46-işe yarayacağınıza karar verdiğinde sizi bir limon gibi sıkar ve istediği bilgiyi alır. tehlikeli olduğunuza karar verdiğinde sizi bir limon gibi sıkar ve canınızı alır.
249-tuhaflık ismi duyanın kafasındadır
258-merak edebilirsiniz, ama meraklı olmakta ısrar ederseniz sabrımızın sınırlarını zorlamaya da başlayabilirsiniz
281-bir topluluğun maddi yaşamdan daha küçük bir pay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder