2 Mart 2009 Pazartesi

handan - halide edib adıvar

Özgür Yayınları

8 - evvelâ onların en adisinde bile korkak ve uzak bir hürmet hissederim ve bu beni her türlü cesaretten meneder. benim sessiz, durgun bir tavır altında hicabımı (utancımı), zaafımı onlar soğukluk ve metanet (dayanıklılık) addederler (sayarlar).
9 - sabire hanım da müthiş bir türk hanımı, çocuklarını, kocasını, evini amansız ağız kalabalığı ile kullanan bir Türk hanımı!
18 - neriman da sade ve iddiasız hayata kendini bir uyduruş var.
21 - sakit (sessiz), sıhhatli bir ana olamayacak ve hayatıma huzur ve rahat veremeyecek bir zevce. bunu hiç istemem.
- neriman öyle nadir kadınlardan ki, insanı hergün başka çehre, başka düzme bir şahsiyetle üzmüyor. hep o!
23 - o karşımda yürürken benliğimin, benden bir parça taşıyan vücuduna, benim baba olacağım çocuğa ana olacak bu kadına öyle nihayetsiz bir taabüt (tapınma hissi) uyanıyor ki!
25 - hamiş: mektup kağıdının boş bir yerine yazılan ek düşünce
26 - cevval: davranışları çabuk ve kesin olan
55 - .. biliyorsunuz, öyle mi? zarar yok. bir de benim bildiğim gibi biliniz.
57 - siz güzeller, bizim gibi güzel olmayanların, güzel dendiği vakit ne hissettiklerini bilmezsiniz. hatta söyleyen bir ihtiyar olsa bile.
59 - zaten muhabbetin anahtarı etraftakilerin anlayacağı ve mukabele edebilecekleri tarzda onları sevmek, onlarla konuşmak değil mi?
65 - keşke hiç gelmese, handan. artık bu adamdan canım sıkıldı. halbuki bu, sıkıntıdan ziyade nazım'ın handan'ın kalbinde tuttuğu yeri kıskanmaktı.
75 - nazım'ın bu aşkı o kadar uzak bir hurafat (batıl inanç) kahramanının, bir jüpiterin vazifeşinas bir roma imparatoru heykelinin aşkına benzer bir şey. ah, nasıl bu aşktaki hararet eksikliğinden üşüyorum ve büzülüyorum! birdenbire ihtiyarlamış gibiyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder