Remzi
42 - zihnin gözüne kaçmış bir toz zerresi bu. (zihnin gözü: bellek, hafıza)
neptün: deniz tanrısı
nemli yıldız: ay (gel-git esnasında suları çekip bıraktığı için.
43- seni rahatlatacak beni bağışlatacak bir iyilik istiyorsan konuş benimle
46- bilgece bir hüzünle düşünüyoruz hamlet'i kendimizi de aklımızdan çıkarmadan
48- yalnızca şu kara palto değil, sevgili anne benim içyüzümü gösteren; ne de yaslı günlerin sıradan siyah giyisileri ne de elde olmayan sesli iç çekişler yok yok, ne de gözlerde dinmeyen ırmaklar ne de yüzdeki perişan ifadeler, ya da acı belirten tavırlar, haller, pozlar işte bunlar "görünür". çünkü bu rolleri oynayabilir insan benim içimde görünüşten öte bir şey var... bu saydıklarım acının süsleri, takıları yalnız.
57- tüm dünya birleşip örtmeye çalışsa da gözden kaçmaz kötülükler, çıkar ortaya sonunda
58- kendi iradesine sahip değil yapabilecekleri doğumuyla sınırlanmış sıradan kişilerin yaptığı gibi canının istediği parçayı kesip alamaz kendisine - bedenle baş birbirinden ayrılmayacağına göre başın yapacağı seçimler bedenin oluru ve onayıyla sınırlanacaktır öyleyse, seni seviyorum dediğinde akıllı bir kız olarak yapacağın iş bulunduğu yeri göz önüne alarak, ancak sözlerini davranışlarıyla desteklediği sürece ona inanmaktır...
59- duygularının geri hattında kalmaya bak arzunun atış menzilinden, tehlikesinden uzak dur
- erdemin kendisi bile iftiranın elinden kaçamaz.
- güvenliğin ilk şartı korkudur.
60-
her düşünceni dile dökmeiyi tartmadığın düşünceyi de uygulamaya geçmesamimi ol, ama asla bayağılaşmasınanmış dostlarını çelik halkalarla bağla ruhunaama her mert görünüşlü yeni yetmeye el uzatıpavucunu boş yere eskitmekavgaya girmekten sakın; ama girmişken bir kereöyle vuruş ki, karşındaki senden sakınsınherkese kulak ver, dilini seyrek kullanherkesin görüşünü al, düşünceni kendine saklakesenin elverdiğince pahalı giyinmeye bakama gösterişe kaçam; zevkli giyin, züppece değilçünkü kişi çoğu kez giyiminden belli olur..ne borçlu ol, ne alacaklıborç verdin mi, paranı da kaybedersin dostunu daborç almaksa tutumluluğun baş düşmanıdırher şeyden önce kendine karşı dürüst olo zaman kimseyi aldatamazsıngeceyle gündüz nasıl peşpeşe gidersebunlar da öyle ayrılmaz birbirinden
62- ruhun dile ödünç verdiği yeminlerde ne denli cömert olduğunu. bu parlayışlar kızım, ısıdan çok ışık verir ve daha yanmaya başlamadan sönüp gider ikisi de yanılıp ateş sanma onları.
- onu bağlayan ip seninkinden daha uzun. (daha serbest =) )
64- bu geleneği bozmak, ona uymaktan daha onurlu bir davranış bence.
öyle insanlar vardır kikimi yönleri alışılmışın ötesinde gelişir, göze batarbu, doğal bir kusurdan olabilir, mesela doğuştanseçme şansları olmadığındanburda bir suçları da yoktur tabiancak bu dengesiz gelişme sık sık tuhaf huylara yol açaraklın çitlerini, kalelerini yıkar geçertoplum içindeki davranışları ayarlarkenmayasını fazla kaçırır ve bu insanlartek bir özrün damgasını taşırlar hepya doğanın onlara uygun gördüğü bir giyisiya da yıldızların çizdiği bir kaderdir bu damgabu kişilerin öteki yönleri kusursuz olsa dainsanda olabildiğince eksiksiz olsa daonlar bu tek kusurla tanınırlarbir damla kötülük öyle bir zehirdir ki...
70- ama, edepsizlik cennetlik kılığına girse de erdemi nasıl şaşırtamazsa yolundan göksel yataktan bıkar şehvet yanında yatan ışıl ışıl bir melek olsa da bıkar ve leş aramaya çıkar sonunda
71- bırak kendi bağrındaki dikenler dolasın, soksun ruhunu
72- güler insanoğlu, hem güler, hem alçaklığını da yapar.
74- siz, işiniz ve gönlünüz neredeyse oraya... çünkü her insanın bir yerde işi ve gönlü vardır
kılıcımın üzerine yemin edin. (konunun kutsallığı..)
89- madem ki zekanın ruhu sözde yatar uzun laf ise kol bacak ve dış görünüştür
- gerçek deliliği anlatmaya çalışmak deliliğin ta kendisi değildir de nedir
95- mutluyuz.. yani aşırı mutlu değiliz talihin külahının ponponu sayılmayız
ne de pabucunun tabanı ama?
98- bakışlarınızdan itiraf okuyorum. utanç duygunuz bu itirafı boyayıp gizlemeye yeterli değil.
107- çok daha iyisini göstereceksin be adam! her insana hak ettiği muameleyi yaparsan, kırbaçtan kim kurtulur sanıyorsun! sen kendi şeref ve mevkine göre davran onlara. ne kadar az hak ederlerse, senin cömertliğinin değeri o kadar yükselir.
109- hem cennet hem cehennem "öcünü al" derken kalbimi kahpeler gibi lafla ortaya seriyorum. sonra sövüp saymaya başlıyorum; bir sokak kadını bir sürtük gibi. ayıp ayıp
113- tecrübeyle sabit ki imanlı bir yüz ve dindar davranışlarla şeytanın üzerine bile bir kat şeker çekmek mümkün
114- var olmak ya da olmamak, mesele bu gözü dönmüş talihin sapanına, oklarına, için için katlanmak mı daha soylu yoksa, bir dertler denizine karşı silaha sarılıp son vermek mi onlara?
116- sen iffetli ve güzelsen, namusun güzelliğinle konuşmamalı.
- öyle güçlüdür ki güzellik, iffet onu kendine benzetemeden, o iffeti çöpçatana döndürüverir.
118- bir şey var ruhunda, her neyse, melankolisi bunun üstünde kuluçkaya oturmuş korkarım kabuk yarılınca tehlike çıkabilir içinden
119- büyük insanlarda delilik gözden uzak tutmaya gelmez.
- coşkunuz seller gibi akıyor, fırtınalra estiriyor, diyelim ki, hortumlar çeviriyor bile olsa, zorlama olmamalı konuşmanız ve tavrınız.
120- aşırılık, oyun denen şeyin özüne aykırıdır. başlangıçta olduğu gibi bugün de tiyatronun amacı , bir anlamda doğaya ayna tutmaktır; erdeme kendi yüzünü, kusura, camdaki hayalini ve tümüyle çağın toplumuna kendi biçim ve kalıbını göstermektir.
- eğer bunu abartır ya da beceremezseniz cahilleri güldürebilirsiniz ama, bu işten anlayanların canını sıkarsınız, ki bunlardan bir tanesinin düşüncesi, tiyatro dolusu öteki seyircinin görüşünden önemlidir.
- soytarı rolünü oynayanlar kendilerine ayrılan satırların dışına çıkmasın. öyleleri vardır ki, aklı kıt birkaç seyirciyi güldürecekler diye önce kendileri gülmeye başlarlar. oysa tam o sırada önemli bir yer gelmiştir. aptalca bir şey bu; bu yola başvuran soytarının da acınacak derecede hırslı olduğunu gösterir.
127- kadın hem çok sever, hem çok korkar, bilirsin; denktir birbirine onun korkusuyla aşkı; ya ikisi de yoktur, ya ikisi de aşırı.
- aşk büyük olunca, korkuya döner küçük kuşkular küçük korkular büyüyorsa, bil ki orada büyük aşk var.
128- çıkar kaygısıdır hep ikinci evliliği yaptıran, aşk olmamıştır hiçbir zaman ikinci kocam yatakta öptüğü anda beni ikinci kez öldürmüşüm demektir öleni
- ama kesin görünen düşünceler değişebilir zamanla. belleğin kölesidir ileriye dönük kararlar heyecanla doğar, ama sonra zayıflarlar ham meyve gibi dalına yapışır görünürler olgunlaşınca, ağaç sallanmadan düşüverirler
- borçlu da biz alacaklı da biz olunca kolay olmaz sadık kalmak borcuna kendimize heyecanla verdiğimiz sözler heyecanızmı dindiğinde anlamını yitirirler
- öyle şiddetli duygulardır ki üzüntü de sevinç de uygulamaya koymak onları aynı şeydir yok etmekle sevinç çok eğleniyor, keder çok yakınıyorsa keder sevinecek, sevinç kederlenecektir yakında.
- büyük adam düşünmeyegörsün, gözdesi de uçar gider yoksul adam kalkındı mı, düşmanları dosta döner
- dosta ihtiyacı olmayan dostsuz kalmaz da dara düşüp kof dostun deneyen bir de bakar, düşmana döndürmüş onu hemen
140- kazandığından vazgeçmeden bağışlanabilir mi insan?
142- sözlerim yukarı uçuyor; ama düşüncelerim aşağıda düşünce taşımayan sözler göğe ulaşamaz asla.
148- kişi ne kadar zayıfsa, hayal o kadar etkili olur.
156- sivri söz aptal kulakta körelirmiş
157- yargılarında akıllarını değil gözlerini kullanır onlar bu yüzden suçu değil, suçluya inen kırbacı görürler
- umutsuz hasta umutsuz çareyle iyileşir. ya da hiç iflah olmaz.
158- insan pekala, kral eti yemiş bir kurdu yem takıp balık avlayabileceği gibi; o kurtla beslenmiş balığı da yiyebilir.
162- fazla varlık ve barış iltihap yaparmış.
163- olan vaktinde yapabildiği en iyi ve yararlı iş yalnız yiyip içip uyumaksa eğer insan mıdır ki insan? bir hayvandır ancak.
- gerçekten büyük kişi, büyük gerekçe olmadan harekete geçmez.
164- ama parça bölük konuşmasını duyanlarparçaları birleştirip anlam çıkarıyor sözlerindendaha doğrusu işlerine geldiği gibi yorumluyorlar onlarıgerçekten de, kaş göz oynatmasına, baş sallamasına, el hareketlerine bakılırsabunlar ne kadar belirsiz ve gelişigüzel olsa dagerisinde bir düşünce olmalı, diyor insan
170- öyle bir ilahi çit vardır ki Kral'ın çevresinde hıyanet bir gözatabilir içeri belki ama kolay gerçekleştiremez niyetini
177- tahtayı taşa çeviren pınarlarda olduğu gibi zincirleri şeref armasına dönüşecekti benim oklarım da bu sert rüzgarda etkisiz kalacak hedefine varamadan yayına geri dönecekti
181- ama bilirim ki sevgi zamanın şartlarından doğarve gördüğüm örneklerden anladığım kadarıylazamanla, sevginin kıvılcımı ve ateşi solarsevgiyi söndüren kendi alevinin içinde yaşayan fitildirhiçbir şey hep aynı iyilikte kalmazçünkü iyilik de büyüyüp azarve kendi aşırılığında ölür
yapmak istediğimiz şeyiyapmak istediğimiz anda yapmalıyızçünkü bu "istemek" değişebilirgönülsüzlük, gecikmeler girer işin içineinsanın dili, eli girer, durumlar değişir"yapmalıyız"a gelinceiç çekişte ölçüyü kaçırmaya benzerrahatlatışı rahatsızlığa dönüşebilir
201- incelikli planlarımız suya düştüğünde düşünmeden davranmak işe yarıyor
203- yaman hasımlar karşılaştığında tokuşan kırbaçların ucunda öfke birikmişken araya girmek sıradan varlıklar için tehlikelidir
206- kesesi boşaldı bak. altın sözlerinin hepsini harcadı
208- aşağı yukarı bunları söyleyin de gönlünüz hangi tantanayla dilerse öyle iletin
209- daha memeyi emmeden yaranmayı öğrendi, derler ya. işte bu ve bunun gibi birçokları bu soysuz çağın yetiştirmeleri hep. işte böyle, zamanın havasından çalmayı bellerler ve hep benzerleriyle dolaşa dolaşa, bu tür tumturaklı sözler köpük gibi birikir ağızlarında. aynı havadan tutturur giderler, sanki çok oturaklı sözler söylüyorlarmış gibi. ama denemek için bir üflemeyegör, patlayıverir balonlar.
211-doğal duygularım açısındanki, beni intikama iten de bunlar olmuştuözrünüzü yeterli buluyorumama şerefim söz konusu olduğunda bir şey söyleyememve şu anda bir uzlaşmaya gitmek istemem
meğerki şerefi ve saygınlığı tanınmış büyüklerimizbana emsal göstererekadımın lekesiz kalacağını temin etsinler (ki edecek biri yok herhalde artık)
ama o vakte kadarbanda sunduğunuz sevgiyi sevgi olarak alacakve ona ihanet etmeyeceğim
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder